
| Gösterge | Durum (2025 Üçüncü Çeyrek / Temmuz-Ağustos / son veriler) |
|---|---|
| Konut satışları | Temmuz 2025’te Türkiye genelinde 142.858 konut satıldı; İstanbul, bu satışlarda en yüksek paya sahip illerden biri. |
| Konut Fiyat Endeksi (KFE) | Temmuz 2025’te İstanbul’da bir önceki aya göre fiyatlarda yaklaşık %0,6 artış gözlendi. Nominal yıllık artışlar daha yüksek, ama reel – enflasyon farkıyla – daha sınırlı. |
| Enflasyon / TÜFE | Ağustos 2025 yıllık TÜFE artışı ≈ %32,95; aylık artış ≈ %2,04. |
| Konut kredisi faiz oranları | Faizlerde düşüş eğilimi devam ediyor; bankalar arasında değişmekle birlikte örneğin %2,60-%2,80 bantlarında teklifler görülüyor. |
| Kira artış sınırı | Daha önceki yıllarda uygulanan %25 kira zam sınırı sona ermiş durumda. Kiralar, artık TÜFE’nin 12 aylık ortalamasına göre artıyor. |
| Yabancılara konut satışları | Temmuz 2025’te yabancılara yapılan konut satışları Türkiye genelinde yaklaşık 1.900-2.000 civarında; İstanbul bu satışlarda yine önemli pay alıyor. |
İstanbul’da konut satış sayısı Türkiye’nin toplam satışlarının en büyük kısmını oluşturuyor. Temmuz’da İstanbul’da satılan konut sayısı ~23.152 adet ile birinci sırada yer aldı.
Fiyat artışları İstanbul’da hem kira hem satış pazarında Türkiye ortalamasına yakın ya da biraz üzeri seviyelerde görünüyor. KFE’daki aylık artış %0,6 civarı, bunun arkasında enflasyon etkisi büyük.
Kira piyasasında, aylık kira artış oranları TÜFE’ye paralel seyrediyor; çünkü kira zam sınırı yasal olarak kalktı. Kiralar, enflasyon beklentilerinin yüksek olduğu dönemlerde daha hızlı artış gösterebiliyor.
Enflasyon baskısı: Yüksek TÜFE, malzeme maliyetleri, işçilik ve enerji maliyetleri konut üretim maliyetlerini yukarı çekiyor. Bu da yeni konut fiyatlarını artırıyor.
Faiz oranları: Konut kredisi faiz oranlarındaki değişim, talebi oldukça etkiliyor. Düşük faiz teklifleri talebi canlandırıyor; ancak borçlanma maliyeti hâlâ görece yüksek.
Demografik ve göç hareketleri: İstanbul’a göç ve kentleşme baskısı konut talebini canlı tutuyor; özellikle ulaşım, altyapı yatırımları olan semtlerde talep daha yüksek.
Yabancı yatırımcıların ilgisi: Döviz kuru ve Türkiye’nin genel yatırım ortamı yabancılar için cazibe unsuru oluştursa da, prosedürler, vergiler gibi engeller satışları sınırlayan faktör olabiliyor.
Hukuki düzenlemeler & kira politikası: Kira zam sınırı kalktıktan sonra kiralarda artış beklentisi oluştu; kiracı-ev sahibi dengesi üzerinde etkisi olacak. Ayrıca imar, ruhsat, yönetmelik gibi düzenleyici çerçeveler üretimi etkiliyor.
Yüksek enflasyon ve belirsiz para politikası, konut alıcılarını temkinli olmaya sevk edebiliyor.
İnşaat maliyetlerindeki dalgalanma, bazı projelerde süre uzatmalarına ya da maliyet hesaplarının sapmasına sebep olabiliyor.
Faizlerde ani yükselişler satış talebini önemli ölçüde düşürebilir.
Alım gücündeki düşüş, özellikle dar ve orta gelirli alıcılar için erişilebilir konut talebini kısıtlayabilir.
Fiyatların artışı devam edecek, ancak reel artış – enflasyon sonrası – daha ılımlı olabilir.
Faizlerdeki eğilime bağlı olarak satış / inşaat ivmesi değişkenlik gösterecek; düşük faiz teşvikleri gelirse hareket artar.
Yeni projelere yatırım, özellikle ulaşım bağlantıları, altyapı iyileştirmeleri olan bölgelerde yoğunlaşacak.
Kiralarda da artışların süreceği öngörülüyor; özellikle pandemi sonrası talep değişimleri ve kent içi hareketlilik kira piyasasını etkiliyor.
components.contact.title
components.contact.description